“Tarikat karşıtı örgütlerden organ çiftlikleri.”

 Bu dinin takipçileri hükümet tarafından organları için parçalara ayrıldı.

Falun Gong, geçen yüzyılın 90'lı yıllarının başında geleneksel sağlık geliştirici jimnastik qigong temelinde ortaya çıkan ve Çin'de hızla yaygınlaşan bir hareket, manevi ve sağlık geliştirici bir uygulamadır. 

Hareketin siyasi bir çağrışımı yoktu, ancak Falun Gong yine de yasaklandı.

Sosyolojik bir araştırmanın sonuçlarına göre 1999 yılında Falun Gong öğretisini takip edenlerin sayısının Çin Komünist Partisinin üye sayısını aştığı tespit edildi.

Açıkçası, bu yetkililer için kabul edilemezdi. Bu yüzden bunun sonuçları insanlar için çok korkutucuydu.  

Böylece 1999 yılında Çin yetkililerinin emriyle Gençlik için Bilim ve Teknoloji dergisi Falun Gong'un geleneksel tıbbı terk ederek sağlığa zarar vermekle suçlandığı bir makale yayınladı. 

Görünüşte bunda yanlış bir şey yoktur. 

Fakat 1933'ün tarihini hatırlayarak Falun Gong'un hikâyesinin nasıl daha da geliştiğini anlayabiliriz.

1933'te ünlü tiran Almanya'da iktidara geldiğinde, Yahudilere karşı da fark edilmeyen bir propaganda başladı. Karikatürler yayınlandı, Yahudilerin komünistler ile bağlantısı hakkında hikâyeler anlatıldı vb. 

Hem 1933'te Yahudilere karşı hem de 1999'da Falun Gong'a karşı yapılan bu tür bilgi saldırılarının amacı aynıydı: halk arasında Yahudilere ve Falun Gong takipçilerine karşı hoşgörüsüzlük seviyesini yükseltmek.

Bundan sonra Çinli yetkililer Falun Gong ile mücadele etmek için bir departman bile kurdular. Buna Ofis 610 adı verildi. Bu departman Falun Gong takipçilerine karşı fiziksel katliamlar düzenledi. Ve medya Falun Gong takipçilerinin intihar ettiklerini, akrabalarını sakatladıklarını ve toplum için tehlikeli olduklarını yayınladı.

Peki insanların bilinçlerinin bu şekilde işlenmesinin sonucu nedir? 

1999 yılında Çin'de bu bilgileri duyan ya da okuyan Çinliler sonunda kolluk kuvvetlerinden Falun Gong ile ilgilenmelerini istemeye başladılar. 

Ve 1933 yılında Almanya'da Almanlar polise gelerek Yahudilerle ilgilenmelerini istediler.

Ve dahası da var. 

Bu yüzden, 

1933, 1 Nisan'da, Yahudilere hizmet vermeyi reddeden Yahudi dükkan ve işyerlerine yönelik bir boykot başladı. 

Ve 7 Nisan'da Yahudileri devlet işlerinden dışlayan bir yasa çıkarıldı. 

Ve 1935'te. 15 Eylül'de Yahudileri medeni haklardan mahrum bırakan yasalar (Nürnberg yasaları) kabul edildi. 

1939'un bir sonucu olarak, 21 Eylül'de Yahudiler gettolara taşınmaya başlandı. 

Ve 1940-1941: Gettolarda açlık ve hastalık da dahil olmak üzere zorlu yaşam koşullarına maruz kaldılar. 

1941-1945: Holokost başladı.

Ve şimdi aynı model, ama Çin'de.

Yine 1999 yılında Çin parlamentosu Falun Gong hareketini yasama düzeyinde yasaklayan bir yasayı kabul etti. Zamanla bu kampanya istenen etkiyi yarattı, birçok Çinli Komünist Partinin görüşlerini benimsedi ve kitlesel fiziksel misillemeler başladı. Ve sonraki birkaç yıl içinde yüz binlerce Falun Gong uygulayıcısı kendini parmaklıklar ardında buldu.

Sonuç olarak, çok sayıda Falun Gong ölüsü sadece canlı bir organ çiftliği olarak kullanıldı!!!!

Bir tanık anlatıyor: “O bir öğretmendi, bir ortaokulda öğretmenlik yapıyordu..... Bir haftadır onu sorguluyor ve acımasızca işkence ediyorduk.... Kendinde değildi. sayıklıyordu. Sonra iki adam gönderdiler. Biri Genel Hastane'den bir askeri cerrahtı. Diğeri İkinci Askeri Tıp Üniversitesi mezunuydu.”

... Sosyal ağların politikaları nedeniyle, burada ona ne yaptıklarını ayrıntılı olarak anlatamam, ancak kısaca: tanık olan polis memurunun önünde anestezi olmadan parçalara ayrıldı. 

Yani plan şu: onları suçlayın, yasaklayın ve insanlar onları kendileri öldürsün.

Çin'de, dünyanın dört bir yanındaki anti-tarikat-teröristlerin şu anda aktif olarak peşinde oldukları şey tam olarak budur - alternatif dini hareketlerin yasal olarak yasaklanması. 

Sonra da ifade özgürlüğü, demokratik ilkeler, sosyal ağların yasaklanması ve yetkililerin ana gündeminden farklı bir şey söyleyemeyeceksiniz. Onlar, efendilerinin dünya çapında bir dijital toplama kampı ve tiranlık hayalini gerçekleştirmek için çabalıyorlar. 

Şu anda bu senaryoya yakın olan bir sonraki ülke Rusya.

Şu anda Rusya'da yaşayanlar: Müslümanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Soruya cevap vermeye çalışın: şimdi, Rus medyasında İslam ve yasadışı bir şey yaptıklarını kabul etmeye zorlanan Müslümanlar konusunda çıkan bazı makalelere bakın.  Kuliev'in çevirisindeki Kuran zaten yasaklandı - Rusya'daki en popüler çeviri resmi olarak yasadışı bir kitap olarak kabul ediliyor. Ve sık sık Müslümanlar bu kitaptan dolayı aranıyor ve parmaklıklar ardına konuluyor. 

Nazi Almanya'sının Yahudilerle, Çin'in Falun Gong ile olan tarihini düşündüğünüzde, bunun nereye gittiğinin farkında mısınız?

Bütün bunların arkasında dünya çapında bir tarikat karşıtı örgütler ağı var. Onların bir ulusu ya da vatanı yok. Aynı prensipler üzerinde çalışan tek bir mekanizmadır. Aynı amaç için. Tüm kült karşıtlarının bağlantıları açıkça izlenebilir ve görünüşte savaşan ülkelerde. 

Onlara karşı koymanın tek yolu bunu herkese duyurmaktır. Eğer Almanlar beyinlerinin yıkandığını bilselerdi, soykırım olmazdı. Bu bilgiyi daha fazla yayarsanız, hep birlikte durdurabiliriz. Eğer bunu es geçerseniz, yarın sizi kişisel olarak etkileyecektir ...