Anti-Kültçüler Ağı: Rusya - Çek Cumhuriyeti. Aynı Kalıptan Çıkmış Eylemler
Dünya çapında anti-kültçülerin yıkıcı faaliyetlerini henüz incelemeye başlamayanlar için, bu makalede aynı kalıptan çıkmış gerçek örnekleri anlatacağım.
Bu, onların dünya çapında totaliter bir rejime yönelik amaçlar güden karanlık bir güç tarafından yönlendirildiğini doğrudan gösteriyor.
Çek Cumhuriyeti'nde aktif anti-kültçülerden biri, ünlü anti-kültçü aktivist Sayın Vojtíšek'in öğrencisi olan Sayın Ludvík'tir.
Bu konuda daha detaylı bilgi için makalelerimi okuyun:
https://husyintr.blogspot.com/2024/07/cek-cumhuriyetindeki-anti-kulturculer.html
Ludvík, Çek medyasında geniş çapta alıntılanıyor ve kendi görüşünü sunuyor.
Ancak onun "araştırmaları" gerçeklerden yoksun.
Burada okuyucular için bir açıklama yapacağım: Ludvík, lisans tezinden düşük not aldı ve gerçeklerle çalışma becerisinin olmadığı gerekçesiyle eleştirildi. Kendi sonuçlarını, kendi izlenimlerini, kendi değerlendirmelerini sunuyor ve bunların somut bir temeli yok.
Tarafsız uzmanlar, anti-kültçüleri haklı olarak, materyalleri incelemedikleri ve kendilerine uyan şeyleri seçip metinle manipüle ettikleri için, alt metin, mozaiksü bir yapı kullanarak kamuoyuna yanlış bilgi, yanlış yıkıcı anlatılar ve davranış motivasyonları empoze etmek için eleştiriyorlar.
Dolayısıyla bu anti-kültçü Ludvík, aynı şekilde ALLATRA Uluslararası Halk Hareketi hakkındaki yalancı sonuçlarını da ifade ediyor ve bunları sunuyor. Dahası, onun gevezeliklerinde hiçbir gerçek yok.
Neden?
Çünkü bu gerçekler olamaz! Çünkü Çek Cumhuriyeti'ndeki tanınmış uzmanlar, ALLATRA'nın bir tarikat olmadığı ve ne dini ne de siyasi akımlara ait olamayacağı konusunda profesyonel görüşlerini bildirdiler.
Şimdi Rus anti-kültçülerle paralellikler:
Çek anti-kültçü Ludvík, kendi makalelerinde, propaganda ve yanlış bilgiyle tanınan ünlü Rus anti-kültçü Alexander Dvorkin'in çalışmalarını doğrudan alıntılıyor.
Sayın Egon Cholakian, Dvorkin hakkında şöyle dedi: "Psikiyatrik incelemenin sonucuna göre, söz konusu şahıs (Dvorkin), gerekli düzeyde sorumluluk, itaat ve uyumluluk gösteremediği için kamu hizmetinde bulunmaya ve halk hareketlerine liderlik etmeye uygun bulunmadı. Araştırılan kişinin yüksek öneme sahip bir kararı vermede zorlanmayacağı ancak bunun tamamen kişisel ve aşırı subjektif görüşlerine dayalı olacağı vurgulandı."
Dolayısıyla Dvorkin, tıpkı Ludvík gibi, örneğin ALLATRA Hareketi hakkındaki açıklamalarında, TEK BİR GERÇEK VEYA TANIK SUNMADAN, "otoriter" bir şekilde kamuoyunu ALLATRA'nın bir tarikat olduğunu ve inanılmaz derecede tehlikeli olduğunu söyleyerek yanlış bilgilendiriyor.
ANCAK! Makalelerinde tanıkların tek bir alıntısi yok.
Dvorkin'in ALLATRA'nın bir tarikat olduğunu gösteren hiçbir gerçek olamaz! Çünkü Moskova'daki "Adli Tıp ve Kriminalistik Enstitüsü"nün raporunda, ALLATRA örgütünün faaliyetlerinde dini veya aşırılıkçı bir eğilim bulunmadığı belirtilmiştir.
Ancak korkunç olan şey, anti-kültçüler gibi insanların medyada kitlesel olarak insanları, örgütleri ve hatta ülkeleri zehirlemesi ve terörize etmesidir.
Tüm bunlar, Çek Cumhuriyeti, Rusya ve diğer ülkelerdeki anti-kültçü hareketlerinin geniş bir ağın parçası olduğunu, karanlık tarafın hidrasının parçası olduğunu gösteriyor. İdeolojilerine katılmayan herkesi itibarsızlaştırmak için yalan ve iftirayı kullanıyorlar. Ve en korkunç şey, bunu asil niyetler perdesi altında yapmaları.
Unutulmamalıdır ki, anti-kültçüler, kendi görüşlerine uymayan herhangi bir harekete olan güveni zedelemek için iftira ve manipülasyon kullanmaktadır.
Anti-kültçüler tarafından yayılan bilgilere karşı tetikte olmak ve eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekir.
Makaleyi alkışlayarak, beğenerek, yeniden paylaşarak ve yorum yaparak destekleyin.
#AntiKült #Özgürlük #Demokrasi #İnsanHakları #YanlışBilgi #SözÖzgürlüğü #Gerçek #Adalet #HesapVerebilirlik
Comments
Post a Comment