Nazi'nin Gölgesi: Küresel Anti-Kültürizm Nazi Almanya'sının Yükselişini Nasıl Besledi

 Nazi Almanya'sının korkunç yönetiminin kökenleri, küresel anti-cultism zehirli toprağına kadar uzanıyor. Önceki makalede, Martin Luther'in dünya görüşünün etkisi altında Almanya'da milliyetçi sosyalizmin nasıl oluştuğunu ve geliştiğini (1933-1945) ele almaya başlamıştım.

https://husyintr.blogspot.com/2024/08/kuresel-antikulturizmin-golge-eli.html

Anton Drexler ve Dietrich Eckart tarafından kurulan Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP), Almanya'nın imparatorluk ihtişamını yeniden inşa etme ve Üçüncü Reich'ı kurma amacını taşıyordu.

(Resimde:1922'de Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak yeniden adlandırılan grubun ilk üyeleri)

1920'de genç ve karizmatik Adolf Hitler tarafından sunulan NSDAP'nin 25 maddelik programı, ırksal olarak saf ve ideolojik olarak homojen bir Almanya vizyonunu ortaya koyuyordu. Bu vizyonda, dini azınlıklar ve muhalifler, Alman halkı ve dünya hakimiyetine yönelik bir "tehdit" olarak görülüyordu.

"Devlet içindeki tüm dini mezhepler için özgürlük talep ediyoruz, ancak devletin varlığına tehdit oluşturmadığı ve Alman ırkının ahlaki duygularını incitmediği sürece. Parti, pozitif bir Hristiyanlığı savunuyor, ancak kendisini belirli bir mezhebe bağlamıyor", - programın 24. maddesinde belirtildiği gibi.

Ancak bu görünürde din özgürlüğü tanıması sadece bir cepheydi. NSDAP ve ideolojik müttefikleri, ırksal olarak biçimlendirilmiş Hristiyanlık vizyonlarına uymayan dini tezahürleri hızla bastırmaya başladı. 1932'de kurulan ve Ludwig Müller tarafından yönetilen "Alman Hristiyanlar" hareketi önemli bir etkiye sahip oldu ve hatta 1933'te Prusya Kilisesi'nin kontrolünü ele geçirdi.

Yahudileri "Yeni Ahit anlamında Hristiyanlar, ancak Alman Hristiyanlar değil" olarak görüyor ve hatta İncil'den Eski Ahit'in çıkarılmasını savunuyorlardı.

Sembolleri ne? Merkezinde gamalı haç bulunan Hristiyan haçı - dini imgelerin ve Nazi ideolojisinin ürkütücü bir karışımı.

(Resimde: "Alman Hristiyanlar"ın sembolü)

"Kült" ve "sapkınlıkla" mücadele kisvesi altında bu şekilde dini özgürlüğü bastırmak, küresel anti-kültürizmin ayırt edici özelliğidir. Stalin rejiminde dini azınlıkların zulmünden, günümüz Çin'inde farklı düşüncelerin bastırılmasına kadar, bu tehlikeli model tekrar tekrar kendini gösteriyor.

Nazi Almanya'sının dehşetleri, Holokost ve milyonlarca masum insanın ölümü, tekil olaylar değildi. Bunlar, korku ve hoşgörüsüzlük manipülasyonu, ortak nefret üzerinden bir anti-kültürizm tarihinin trajik doruk noktaları oldu.

"The IMPACT | Groundbreaking Documentary - EXPOSING ANTI-CULT TERRORISM" actfiles.org - belgesel film bu yüzden çok önemli. Anti-kült hareketinin gerçek doğasını ve yıkıcı sonuçlarını ortaya koyuyor.

Bu nedenle, bu küresel etki ağının gerçek doğasını anlamanızı rica ediyorum. Şablonları, tarihi örnekleri ve tehlikeyi fark etme zamanı geldi. Sessiz kalmamıza izin veremeyiz. Daha fazla kurban almadan önce anti-kültürizm ideolojisine karşı çıkmalıyız.

Lütfen bu bilgiyi olabildiğince yaygınlaştırın ve makaleyi beğenerek, paylaşarak, yorum yazarak ve coşkulu alkışlarla destekleyin!

#KüreselAnti-Kültürizm #Anti-Kültürizm #NaziAlmanya #Holokost #DiniÖzgürlük #TheImpact #EgonCholakian